14 Temmuz 2014 Pazartesi

[RamazanGüncesi'1] Ramazan Coşkusunu Artırma Çabaları

Esselamü aleyküm;

'Ademoğullarının bütün amelleri kendileri içindir. Fakat oruç böyle değil. O benim içindir ve mükafatını (sadece) ben bilir ve veririm.'


  Ramazan-ı şerif hep duygularımı coşturan ve kalemimi yazdıran olmuştur. Özellikle bir kaç yıldır huy edindiğim Ramazan Notları yazma seramonilerime çokça şükrediyorum şimdilerde. Ramazan notları tutmanın en güzel yanı ise her okuduğumda o Ramazan coşkusunu hissederken, 'Eski Ramazanlarım nasıl geçmiş, şimdiki Ramazanım nasıl geçiyor?' muhasebesini yapabilmem. -E Ramazan en kutlu misafirimiz değil mi nihayetinde, her yıl daha güzel ağırlayalım ki; sonraki gelişi daha coşkulu olsun.-
   
   Zaman zaman aklıma geliyor; keşke çocukluk Ramazanlarıma dair bir anı defterim olsa da, şimdi önümde açılsa ve okusam. Zihnimi yokluyorum sık sık, çocukluk Ramazanlarıma dair anıları hatırlayabilmek adına. Hiç hafızamdan silinmeyen anılar var şüphesiz; Ramazan deyince gözümde canlanan o zamanlara ait sahneler.
Sahura çağrıldığında içeriden gelen çatal kaşık sesleri, davulcunun sesini duymak için 'anne beni erken uyandır' yalvarmaları, mukabeleye giden en küçük olmam ve teyzelerin beni sevmeleri, kış Ramazanları... -uzun uzun anlatmayı sevdiğim anılar-



  Eve girince de Ramazan hissedilsin istiyorum, halimiz ahvalimiz zaten Ramazan halini yansıtmalı da, evde de bir esinti olsun diyorum. İlk mahyamı yapıyorum bu düşünceyle. Kadim zamanlarda mahya yapımı pek zormuş, mahyacılar epey zaman uğraşırlarmış hazırlamak için; bizimki öyle olmasa da ben de evimizin mahyacısı oldum. Baktıkça yüzümü gülümsetiyor. 

  Bu ay öyle kutlu bir ay ki; işte böyle insanı halden hale koyuyor. Ne yapsam, ne etsem hali en güzel hallerden. Ve diyorum ki; Rabb'im bizi bizden iyi biliyor. Her yıl böyle bir aya sahip olmak, tazelenme sebebi; aslında Rabb'in kullarına her daim daha fazlasını yapabilirsiniz deme biçimi benim tahayyülümde. Daha fazla Kur'an-ı Kerim okuyabilirsiniz, bir ayda hatim yapabiliyorsunuz. Zaman zaman yatsı uzun gelir, oysa siz 33 rekat kılabiliyorsunuz. Açlığa tahammülünüz bakın ne kadar fazla, aslında çok yiyorsunuz. Ve daha bir çoğu. Kendimizi tanıyoruz her yıl yeni baştan,ve kendimizi aşıyoruz.

   Güzeli anlattıkça güzelliklerin artacağına inananlardanım. Bu demek değil ki; kötülükler bitecek. Kötülükler her daim var, İsrailin her Ramazan yaptığı zulümün artması gibi. Gönlüme dokunuyor, ancak dualarımıza dahil etmekten fazlası var mı bilmiyorum. Dualarımız Filistinsiz olmasın.

  Ramazan coşkumuz eksik olmasın.
Dualı Ramazanlar.
Ramazan'17 1435

Hamiş* Bana instagramdaki yazıların çok kısa deyip sitem eden, yazmama vesile olan kardeşyarımdır, demeden edemedim. Var'olsun.


16 Mayıs 2014 Cuma

Dua'm : Merhamet

Esselamü aleyküm;

'Ben gittigimde benden iyisi gelsin ey Rabb'im, ben sustugumda benden hayırlısı konussun.' 
-Her Gece Bir Dua / Senai Demirci-



 Sela sesi geliyor hafiften, 'Rabb'im rahmet eylesin tüm giden canlara, aile ve sevdiklerine sabırlar versin insAllah!' diyorum içimden. İçim burkuluyor; bir değil iki değil yüzlerce can giden. 'Soma'daki maden kazasında vefat eden kardeslerimizin ruhuna' diyor hoca. 1 can bu kadar kıymetliyken; böylesine bir kayıbın hesabını nasıl verecegiz?
  Yazılanları, söylenenleri okudukça görüyorum ki; herkes herkesten sikayetçi, aslında herkes kendinden sikayetçi! Herkesin dilinde 'Bu ülkede her is böyle' söylemleri, -bu ülke- dedigimiz kimlerden oluşuyor?
   'Benlik -ben-' öyle öne çıkmıs ki; önceliklerimiz değismis, kendi hatalarımızı görmez olmusuz. Bazı seyler insan canından daha kıymetli hala gelmis!

   Merhamet ya Rabb!
   Kalplerimizi yumusat Rabb'im, senin merhametinin bir parçası bizde olsa böyle kıyıcı olabilir miydik? Yaptığımız islerde önceliklerimiz böyle mi olurdu? Hesabını vermek zor Rabb'im. Bugün Cuma; müjdeliyorsan ya bize: 'Bana dua edin ki; size icabet edeyim.' diye, dua ediyoruz Rabb'im.

   Dua'm; Merhamet Rabb'im!
   Cumamız hayr'olsun.
   Duasız kalmayalım!
17 Receb 1435
Dipnot: Receb-i Şerif devam ediyor, bize düşense nurundan faydalanmak inşAllah.

4 Mayıs 2014 Pazar

Dönme Eyleminin Zorluğu & 'Ben Geldim'

 Esselam,
 Bekar gittim, evli döndüm. Evimizden ilk yazımı yazmanın heyecanındayım. Paylaşılacak öyle çok şey birikmiş ki, kendimi zamanın akışına nasıl bıraktığımı şimdi daha iyi anlıyorum. Yazmayalı yaklaşık 9 ay olmuş, bense evlilik heyecanı, İstanbul'a tekrar dönmeler, yeni planlar, yeni yol haritaları derken zaman kavramımı yitirmişim.



  Eveet, dönmeler zor diyordum. -Nedense- bir açıklama yapma gereği, 'Nereden başlasam anlatmaya' hissi, 'Dur bi' şu düğünü de atlatalım' telaşeleri bir türlü yazamamama sebepler. Ne gereği varsa bunların, deli bu işte! İlla ki tam olsun hissi, yapmamaya engel oluyorsa, eksik olması ondan daha mı iyi acaba?

  Kafamda deli sorularla yazmalarıma devam etmeyi ümit ederek ayrılıyorum.
  Gününüz hayr'olsun ^^
  Pazartesiniz haftanın bereketi olsun.

Dipnot: Yazacağın diye söz verip yazamadıklarım için, yorumlarına dönemediklerim için, 'Nerelerdesin' deyi halimi hatrımı soranlara cevap yazamadığım için özürlerimi bildiriyorum.