Köy kelimesine ve barındırdıklarına sevgim aşikar!
Köyümü biliyorsunuz, hani şu
mavi kapılı evimizin ve ananeciğiminle dedeciğimin yaşadığı yer.
Bu yıl hafta içimle hafta sonum karışmışken, ve bu hafta derslerimin iptal olduğu haberini almışken köye uğramaktan ziyade köyde kalmak fikrini sahiplendik. İtiraf etmeliyim ki kış mevsiminde bu fikri sahiplenmek hayli zor oluyor, yaz gelsin diye bekliyoruz.
Köye böyle methiyeler yağdırsam da, köy yaşamının zorluğunu da inkar edemiyorum. Kışları dişlerim takırdaya takırdaya dolaşırım sobanın olduğu odadan çıkarsam mesela. Bir tatlı yapmaya kalksan bakkalındaki satılanlar arasından seçim yapmakta öyle zorlanırım ki mesela (!) :)
-evet çok büyük zorluk- Kışları sabah uyandığımda sobanın sönmüş halini gördüğümdeki hüzün mesela. Öyle ya da böyle, köydeki evin yerine bir gün 'modern' bir ev yapılma planları canımı sıkmıyor değil. Mavi kapı önündeki fotoğraf hayallerimi hala pamuklara sarıp saklamaktayım.
Belki de sürekli oradaki anları dondurma isteğim bu sebepten. Öyleyse köyde dondurulmuş anlara gidelim.
Oturmuş ders çalışıyorken köyde, şu üzüm bağının güzelliği gözüme ilişti. Bazen etrafımdaki güzellikleri görmekte geciktiğimi farkettim yine ve yine. Biraz daha keşfe çıkmalıyım düşüncesiyle kalktım.
-Zaten hep öyle olur ya, ders çalışırken en güzel fikirler gelir ya :) -
Bahçıvan bahçe işlerini yapan kişiye denir aslında ama, bizim köyde buna bahçıvan diyorlar.
Bu da sevgili Torluk!
Başka yörelerde torluk, odun kömürü yapmak için yığılmış odun şekline deniyormuş, ama bizde bu mısır saklamak için yapılmış yapıya torluk deniyormuş kadim zamanlarda. Bir de kotera diyenler de varmış.
Fotoğraftaki kuzenlerimi bulun! Bize erik topluyorlar.
Ve bir adet sevgili Mehmet Selim!
Ve minik bisikleti.
Dedim ki ben bu tatlı çocuklara birer cake pop vereyim en iyisi. Tatlılıklarına tat katsın :)
Etrafımıza keşfe çıkmalarımız bitmesin!
Sevgiyle kalasınız.
Dipnot: Cake Pops'ların hikayesi bir sonraki yazıda inşAllah. Hazırlık mı var ne?