22 Eylül 2012 Cumartesi

Geçmiş Zaman Güzellikleri

 Geçmiş zaman dediysem; 11 Eylüle dair şeyler anlatacağım.
 11 Eylül, 2010 ve 2011'de olduğu gibi 2012'de önemliydi, ve (inşAllah) nice gelecek yıllarda da önemli olacaktı. Zira kıymetli insanların dünyaya geldikleri zaman da kıymetliydi benim için.

  Kıymetlerini ifade etmek zordu tabi de; kendimce ifade etme yöntemlerimi denedim yine. Hem zaten onlara arkadaşlarının söylediği 'Kuzeninle çok iyi geçiniyorsunuz.' ne güzel cümlesine verdikleri karşılıklardan da anlaşılıyordu yakınlığımız, neyse, böyle şeyler çok söylenmezdi değil mi? :)

  Velhasılı kelam;
  Onlara güzellikler hazırlamak istedim, hem veda da edeyazmışken. Yurtlarında ağızları tatlansın, kıyafetleri şirinleşsin, ayakları da üşümesin istedim.





Bu mama kutularını gördükçe kafamda canlanan tatlı şeyleri yapma fırsatını bu şekilde bulmuş oldum. Kardeşceğizimin de o mamaları sevmesi bonusum. Yine bir kutum daha var süslenmeyi bekleyen ^^



Ve kalpli pastamız. 
-Çubuk fikri KakaoluPasta* blogundan.-


Çikolata Kavanozum bloguna hayranlığımı bildirmek istedim, zira çok orijinal tarifler var. Ve ben yemek yapma konusunda ehişte'lik bir insanım. Unutmuşum bak, güzel yemek yapanlara da gıpta edebilirim.

Dipnot 1: Çubukları kasaptan aldım, şiş kebap yapılan şişler, aklınıza ne kullanayım diye gelirse söyleyeyim dedim. Tarif veremiyorum, bari bu işe yarayayım ^^

Dipnot 2: Önümüzdeki haftalar hayatımın düzene girme aşamaları, dua istesem edenler olur bence.

Sevgiler.
Dualar.
O'nunla kalasınız.

5 Eylül 2012 Çarşamba

Kitap Yazamadım, Ama Çizdim.


* Çok kişinin 'kitabımın çıktığı zamanlar' diye hayalleri vardır diye düşünürüm ben. Yani yazmayı seven biri olarak -ben- kitap yazabilmeyi çok sık hayal ederim. 'Belki bir gün, bir yerde, kitabımı imzalarken ... ' Eda Eda uyan hadi!' gibi mesela ^^
* Okumak da ayrı bir nimet. Okuyabilmek, okumanın hakkını verebilmek bambaşka. 'Oku!' emrine ilk muhatap olan en güzel Okuyucunun(s.a.v) bildiğimiz anlamda okuma-yazma bilmediğini düşünmüş müydünüz hiç? Bunu düşününce Metin Karabaşoğlu'nun 'başka türlü okumalar' tabiri geliyor aklıma.
* 'Ne ola ki başka türlü okumalar?' deyip bir düşünün bakalım. Sonra da gidip bir Oyuncak Tamirhanesi kitabı alıp tefekkürle okuyun.
* Bir de çizmek diye bir güzel eylem var. Tabi çizebilmek de var. Ve benim gibi güzel çizebilenleri kıskananlar var bir de.
* Ben güzel yazanları da, güzel okuyanları da kıskanıyorum gerçi.
* Biliyorum kıskançlık güzel bir şey değil, gıpta etmeliyim.

Okuyalım, yazalım, çizelim.
Öyleyse bunlarla kalın ve tabii sevgiyle =)